TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARI SORU ÖNERGESİ

meclisCHP Konya Milletvekili Dr. M.Hüsnü Bozkurt Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na Çocuk Hakları ile ilgili Soru Önergesi  verdi.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

 

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

 

 

Mustafa Hüsnü BOZKURT

           Konya Milletvekili

 

 

23 Nisan 1920 tarihi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşu olmasının yanı sıra sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin çocuklarına değil, tüm ülkelerin çocuklarına armağan edilmiş, dünyada kutlanan ilk çocuk bayramı olma özelliğini taşımaktadır. Yaklaşık 1 asır önce ve dönemin şartları altında çocuklarımıza verilen değer, uluslararası platformda takdirle karşılanırken, bugün ülkemizin en büyük sorunlarının çocuklarla ilgili olması son derece düşündürücü ve üzücüdür. Zira 20 Kasım 1989 yılında Birleşmiş Milletler genel kurulunda kabul edilip, 1990 yılında tarafımızca imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan çocuklarımızın yaşam, eğitim, sağlık,  güvenlik, dil ve kültür gibi temel hakları, pek çok kişi ve kurumca ihlal edilmekte, örnekleri de kamuoyuna yansımaktadır.

 

Bu bağlamda;

1)         Çocuklara yönelik cinsel istismar, kamuoyunun da yakından bildiği sorunlar arasındadır. Son 10 yıl içinde kaç çocuk istismarı ve tecavüz vakası yaşanmıştır. Bu vakalar ile ilgili kaç dava açılmıştır?

2)         Son 10 yıl itibariyle Türkiye’deki çocuk işçi sayısı kaçtır? Çocuk işçiliği ile ilgili en son ne zaman, hangi kurum veya kuruluş tarafından detaylı bir rapor hazırlanmıştır? Çocuklar en çok hangi sektörlerde çalıştırılmaktadır?

3)         Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1. maddesine göre 18 yaşından küçük herkesin çocuk sayıldığı ve devletin başlıca görevlerinden birinin de çocukları korumak olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’de bakıma muhtaç çocuk sayısı kaçtır? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı çocuk bakım kurumlarının illere göre dağılımı ve sayısı nedir? Bu kurumlarda kaç çocuk bulunmaktadır?

4)         Çocuk bakım evleri ve yetiştirme yurtlarında kötü muamele, psikolojik ve fiziksel şiddet, cinsel taciz, tecavüz iddia ve vakaları, pek çok kez kamuoyuna yansımıştır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı çocuk evleri ile yetiştirme yurtlarında son 10 yıl itibariyle kötü muamele, şiddet ve cinsel istismara maruz kalmış çocuk sayısı kaçtır?

5)         Türkiye’deki cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü bulunan çocuk sayısı kaçtır? En çok işlenen suçlar hangileridir; bu suçlarla ilgili istatistiksel bilgi bulunmakta mıdır?

6)         Organ ya da uyuşturucu ticaretinde kullanma, siyasi amaçla kullanma, fuhuşa zorlama veya başkaca sebeplerle çocukların kaçırıldığı bilinmektedir. Son 10 yıl itibariyle yaşa ve cinsiyetlerine göre kaybolan/kaçırılan çocuk sayısı kaçtır?

7)         Uyuşturucu ve keyif verici madde kullanma yaşının ilköğretim çağına düştüğü yapılan araştırmalarla ortadadır. Yetkili birimlerce bu konuda en son ne zaman araştırma yapılmıştır? Son 10 yıl itibariyle uyuşturucuya başlama yaşı ve kullanım oranı nedir?

Esnaf Odaları Araştırma Önergesi

 

meclisCHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, esnafların ve esnaf odalarını sorunlarını Meclis gündemine taşıdı.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

 

5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun; “Odaya kayıt” başlıklı 6. Maddesine göre, esnaf ve sanatkarların sicile kayıtları yapılmadıkça, hiçbir şekilde odaya kaydı yapılamamakta, sicile kayıt olan esnaf ve sanatkarlara ait bilgiler de sicil tarafından; elektronik ortamda, ilgili odalara kayıt için gönderilmektedir.

Aynı yasanın 61. maddesinde de üyenin odaya ödeyeceği yıllık aidatın, asgari ücretin onda birinden az, yarısından fazla olamayacağı ve kayıt ücretinin alındığı yıl için ayrıca yıllık aidat alınmayacağı belirtilmektedir. Esnaf ve sanatkarların mesleki faaliyette bulunabilmeleri için, her ilde kurulu bulunan esnaf ve sanatkar siciline ve dolayısıyla ilgili odaya kayıt olmaları ve aidat ödemeleri de 5362 sayılı Kanun gereğidir.

 

Ne var ki bugün pek çok esnaf ve sanatkar odası, üye aidatlarını toplayamamaktan dert yanmaktadır. Oysaki 5362 sayılı Kanunun 14. Maddesine göre odaların ana gelirini kayıt ücreti ve yıllık aidatlar oluşturmakta, oda yönetimleri de ilgili kanunda belirtildiği üzere, esnaf ve sanatkarlar ile yanlarında çalışanların mesleki ve teknik ihtiyaçlarını karşılama, faaliyetlerini kolaylaştırma, mesleğin genel menfaatlerine uygun olarak gelişmelerini ve mesleki eğitimlerini sağlama gibi başlıca görevlerini neredeyse tek gelir kaynakları olan üye aidatlarını toplayabildikleri ölçüde yerine getirmektedir. Ancak bugün mali açıdan yetersiz olan ve sıkıntılar yaşayan pek çok oda, üyelerine yönelik yürütmekleri gereken hizmetlerin aksamasından rahatsızlık duymaktadır. Esnaf ve sanatkarların birçoğunun odaya kayıt yaptırdıktan sonra yıllarca uğramadığını ve birikmiş aidat borcunu ödemediğini dile getiren oda yönetimleri, zaten çeşitli zorluklarla karşı karşıya olan esnafın borcu nedeniyle üzerine gidemediklerini ve kendileri de her ne kadar oda yönetiminde de olsalar esnaf oldukları için borcun tahsilini icra takibi yoluyla uygun görmediklerini de dile getirmektedir. Bu doğrultuda esnaf ve sanatkar odaları, kendilerine verilen görevleri yerine getirebilmeleri için gelire ihtiyaçları olduğunu belirtirken, bunun sağlanması için, esnaf ve sanatkarların ödedikleri harç veya işlem ücretinden odalara pay verilmesi gibi yasal düzenlemelerle çözüm talep etmektedir.

Diğer yandan, sınırlı öz sermaye ile çalışan, sahibi oldukları küçük ticarethaneler ile hizmet sunan ve ülke istihdama önemli katkı sağlayan esnaf ve sanatkarlar piyasa koşullarıyla ve hiç durmaksızın açıan AVM’ler ile rekabet etmeye çalışmakta ve birçoğu başaramayarak kepenk kapatmaktadır. Varlığını sürdürenler ise Bağ-Kur primleri, vergi yükü, elektrik su, telefon giderleri, çalışan ücretleri, sigorta primleri gibi pek çok ödeme kalemi ile baş etmek zorunda kalmaktadır. Yukarıda sayılan sebepler dolayısıyla hem esnaf ve sanatkar odaları hem de esnaf ve sanatkarlar varlıklarını ve işlevlerini sürdürmekte ciddi sorunlar ile karşı karşıyadırlar.

Bu doğrultuda, ilgili temsilcilerin görüşlerine başvurularak, esnaf ve sanatkarların maddi koşullarını da zorlamayacak biçimde bağlı oldukları odalara ödemeleri gereken ve odaların da neredeyse tek gelir kalemi olan üye aidatlarının ödenmesine yönelik yasal yolların belirlenmesi ve bu konuda odalara Devlet desteği sağlanmasının yollarının araştırılması amacıyla Anayasa’nın 98, TBMM İç Tüzüğü’nün 104. Ve 105. Maddeleri uyarınca meclis araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

 

Mustafa Hüsnü BOZKURT

Konya Milletvekili

ULUSUMUZUN 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN

13076937_10154252666547089_8500315454442785715_n

Laik Türkiye Cumhuriyetinin en önemli yapı taşı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından bir bayram olarak tüm dünya çocuklarına armağan edilmesi ne büyük onur…

Bu kutlu günün 96. yılında Cumhuriyet meşalesini devralacak olan tüm çocuklarımıza aydınlık yarınlar diliyorum.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Cumhuriyetimizin ve Gazi Meclisimizin kuruluşunda görev alan kahramanları rahmet, minnet ve özlemle anıyorum.

“Küçük hanımlar, küçük beyler,

Sizin hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız.

Memlekete asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.

Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

Anadolu aydınlanmasının ve Cumhuriyet devriminin ilk adımı olan GAZİ MECLİSİMİZİN bir üyesi olma onuru ile yeniden milleti ümmet, bireyi kul, vatanı memalik yapma ham hayali peşinde koşan karşı devrim güruhuna rağmen, her 23 Nisan’ı artacak bir şevk ve aşkla anma kararlılığımı haykırıyorum.

ULUSUMUZUN 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN.

Dr.Mustafa Hüsnü Bozkurt

CHP Konya Milletvekili

Demokrasi ve Rejim Değişikliği Paneli

Demokrasi ve Rejim Değişikliği panelinde, demokrasi geliştirilerek güçlü bir başbakanlığın olması gerektiği mesajı verildi

 

CHP Konya Gençlik Kolları Halk-Liselilerin düzenlediği Demokrasi ve Rejim Değişikliği konulu panele CHP Parti Meclisi Üyesi ve İstanbul Milletvekili Eren Erdem ve CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt konuşmacı olarak katıldı. Panel’de Türkiye’nin birlik ve beraberliğine önem vermesinin yanında, demokrasisini geliştirerek güçlü bir başbakanlığın olması gerektiği mesajı verildi.

 

Konya Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği Salonunda gerçekleştirilen Demokrasi ve Rejim Değişikliği panelinin yöneticiliğini CHP Konya İl Başkan Yardımcılarından Mehmet Gayretli yaptı. Panele, CHP Konya İl Başkanı Mehmet Ali Ünal, yönetim kurulu üyeleri, CHP Parti Meclisi Üyesi İstanbul Milletvekili Eren Erdem, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, İlçe başkanları, Eğitim-İş Genel Sekreteri Mehmet Altıntop, gençlik kolları ve partililerin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve sendika temsilcileri katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan CHP Gençlik Kolları Halk-Liseliler Başkanı Mehmet Emin Altunses, “ Bizim fikrimiz ve zihnimiz Mustafa Kemal’dir. Nefesimiz yettiği kadar mücadelemiz devam edecektir. Kadını ve erkeği ayıran siyasal iktidardan ahlak dersi almaya ihtiyacımız yoktur. Cumhuriyetimize sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi.

CHP Konya İl Başkanı Mehmet Ali Ünal’da, “Buradan Konyalı hemşerilerimize sesleniyoruz. Ülke olarak iyi günlerden geçmiyoruz. Bu dönemi ancak Mustafa Kemalin ışığında aşacağız. Konya’da halkımızın desteğiyle milletvekilimizi artıracağız. Bunu birlikte başaracağız. Bu memleketin taşı toprağı milletindir. Birileri bu memleketin yüzde 50’si bizim diyor. Bu milleti bölemezsiniz. Bu ülkenin sahibi bizler ve milletimizdir. Sizi başkanlık yok diyoruz. Bunun yerine demokrasi ve meclis diyoruz. Birlikte ülkemize sahip çıkıp, üretip yaşamımızı sürdüreceğiz. Bu ülkenin başbakanı şehrimizden çıktı. Taşkentliler mert olur. Teslim olmazlar. Başbakan sözünün arkasında dursun. Çocuklarımızın arkasında durması gerekenler Ensar Vakfının arkasında durdular. Bu yanlıştan dönsünler” diye konuştu.

Devletin Görevi Çocuklarımızın Namusunu Korumaktır

Panelde konuşan CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt ülke gündemini değerlendirerek, “Karamandaki olay, ülkemizin üzerine ve cumhuriyetimizin genlerini çökmüş çağ dışı bir olaydır. Bu ülkenin çocukları, kadınları ve erkekleri her şeyiyle devlete emanettir. Devletin ve iktidarın görevi Karamandaki çocuklarımızın namusunu kurtarmaktır. Bugün yaşanılanlar sistematik biçimde laiklik ve bilisellikten uzaklaşmanın sonucudur. Laik cumhuriyete savaş açanların ülkeye ne hale getirdiği ortadadır. Sorunlarımız büyüktür. Cumhuriyet başarılı bir projedir. Yokluk içinde dünyanın en namuslu ve en ahlaklı ülkesini Mustafa Kemal’le birlikte milletimiz kurmuştur. 56 İslam ülkesinin içinde bulunduğu coğrafyada 1 milyar 200 milyon insan yaşamaktadır. Bu coğrafyada nüfusunun yarısı kadın olan ülkemiz cumhuriyettir. Bugün ayakta kaldıysa bunun temelinde ahlaklı ve namuslu insanların hamurundan kaynaklıdır. Son din dinimiz İslamdır. Temeli ise yaratılmışı yaratandan dolayı sevmektir. Biz milletvekilinin kursi dokunulmazlığının dışında diğer dokunulmazlığının kaldırılmasını savunuyoruz. Bugün ülkemizdeki dokunulmazlığının kaldırılması tamamen gündemi saptırmadır. Dünyada kredisi sıfırlanmış insanların kendilerine hala güçlü denmeleri için oyalıyorlar. Biz bu konuda haklıyız. Ne yaparlarsa yapsınlar Anadolu insanını bölemezler. Cumhuriyetimize ve değerlerine sahip çıkmaya devam edecektir.  Gerek dokunulmazlıklarla gerekse başkanlıkla bu ülkede rejim değiştiremezler. Buna ne Anadolu İnsanı nede biz izin vermeyeceğiz. Ülke yönetiminde asıl olan ahlaktır. Geldiğin yeri bilmektir. Bugüne kadar iç savaş çıkmadıysa bunun en önemli nedeni Türk ve Kürt kardeşliğidir. Birbirlerine olan sevgidir. Kardeş kavgasına izin vermeyeceğiz. Bu ülke laiklik ve iç barış olmadan bütün kalmaz. Onun içinde laik cumhuriyetimize ve iç barışımızı hep birlikte koruyacağız.”

Ülkede Getirilecek nokta, Güçlendirilmiş Bir Başbakanlıktır

CHP Parti Meclisi Üyesi İstanbul Milletvekili Eren Erdem’de Türkiye’ye getirilecek noktanın güçlendirilmiş bir başbakanlık olduğuna dikkat çekerek, “Dokunulmazlık konusunda samimi olmayan iktidar partisi meclisteki fezlekeleri işleme koymak istiyor.  Dokunulmazlık kürsü ile sınırlansın diyoruz. Ama bunların niyetinde bu yoktur. Bu bir oyalamadır. Gelinen noktada ülkeyi yönetenlerin korkuları yanlış yaptırıyor. Herkes bir birinden korkuyor. Asla başkanlığı getiremeyecekler. Getirecekleri nokta güçlendirilmiş bir başbakanlık olacaktır. Biz anayasayı ilk dört maddeyi koruyarak restore ederek yenileyeceğiz. Dört maddeden taviz verilmeyen bir anayasa olsun istiyoruz. Tarihte İslama en büyük zararı saraydaki ulemalara anlattıranlar vermiştir. Biz Karbela’da birileri gibi yezitle birlikte değiliz. Hz. Hüseyin’le beraberiz. Biz sarayların gösterişlerinin karşısındayız. Komşusu aç iken tok yatanlar bizden değildir diyenlere soruyorum? Aç olan çocuklar ve yoksul sayısı çoksa bunu nereye koyacaksınız. Ensar Vakfında görülmesi gereken olayın sorumlusunun ülkeyi yönetenler olduğudur. Ahlak rafa kaldırılmış ve bütün değerler sömürü haline gelmiştir. Bunun karşısında olmak ve değiştirmek bizim görevimizdir.  Gerçekleri korkmadan milletimize anlatacağız. Parlamentodaki muhalefeti yok etmek için fezleke gönderiyorlar. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ensar Vakfı hemen kapatılsın. Ancak ahlak kriterleri yüksek olan vakıflarımız vardır. Bunları ayırmak gerekir. Biz tacizcileri aklayanlarla aynı masada siyaset yapmayız. O çocukların hesabını sonuna kadar soracağız. Bu halkımızın da görevidir. Böylede olmalıdır” şeklinde konuştu.

Daha sonra Eren Erdem kitaplarını imzaladı.

Ensar Vakfı’na Yapılan Yardımları Soru Önergesi ile Meclis Gündemine Taşıdı

meclis

CHP Konya Milletvekili Dr. M.Hüsnü Bozkurt Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na Ensar Vakfı’na Yapılan Yardımları ile ilgili Soru Önergesi  verdi.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

 

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

 

 

Mustafa Hüsnü BOZKURT

           Konya Milletvekili

 

 

 

Cinsel istismar olaylarıyla gündeme gelen Ensar Vakfı Karaman Şubesi’nin 2012’de valiliğe bağlı İl Özel İdaresi’ne başvurarak “Öğrenci hizmetleri için ihtiyaç duyulan malzemelerin satın alınmasında kullanılmak üzere” yardım yapılmasını istediği, Karaman İl Genel Meclisi’nin ilgili komisyona havale ettiği başvuru sonrası, vakfa 25 bin TL tutarında yardım yapıldığı kamuoyuna yansımıştır.

Bu bağlamda;

  • Ensar Vakfı Karaman Şubesi’ne 2012 yılı dışında Valilik veya devletin diğer organları tarafından ayni veya nakdi başka yardımlar yapılmış mıdır? Yapılmakta mıdır?
  • Karaman’da Valilik veya devletin diğer kurum veya kuruluşları tarafından yardımda bulunulmuş başka vakıf veya dernek bulunmakta mıdır?
  • Yurt genelindeki Ensar Vakfı, benzeri vakıf ve derneklere devlet organlarınca bugüne değin ne kadar yardım yapılmış ve yapılmaktadır?

Işid Hücre Evleri ile İlgili Soru Önergesi

meclisCHP Konya Milletvekili Dr. M.Hüsnü Bozkurt İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala tarafından yazılı olarak yanıtlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na Işid Hücre Evleri ile ilgili Soru Önergesi  verdi.

            TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

 

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

 

Mustafa Hüsnü BOZKURT

           Konya Milletvekili

 

 

 

Kars Emniyet Müdürü Sayın Faruk Karaduman’ın 28 Ekim 2015 tarihinde Kars merkez ve ilçe teşkilatlarına ‘gizli’ ibareli bir yazı gönderdiği, IŞİD içindeki bir muhbirinden aldığı bilgiye göre IŞİD’in Türkiye’nin 70 ilinde hücre evlerinin bulunduğunu, örgütün turistik bölgeleri, HDP ve CHP ile bazı sol örgütleri hedef alacağını bildirdiği basın yayın organlarına yansımıştır.

Bu bağlamda;

  • Kars Emniyet Müdürü’nün kendi teşkilatlarına gönderdiği yazıda belirttiği 70 il hangileridir? Bu hücre evlerinin tespitine yönelik ne gibi çalışmalar yapılmış ve yapılmaktadır? Bugüne değin Türkiye genelinde IŞİD terör örgütüne yönelik kaç hücre evi saptanmış ve etkisiz hale getirilmiştir? Halen Bakanlığınızca bu konuda çalışma yürütülmekte midir?
  • Kars Emniyet Müdürü’nün teşkilatlarına gönderdiği bu bilgi adı geçen diğer 70 ilin emniyet teşkilatları ile de paylaşılmış mıdır?
  • IŞİD’in HDP, CHP ve sol örgütleri hedef alacağı bilgisine dayanılarak, adı geçen siyasi parti ve örgütlerin il ve ilçe teşkilatlarına gereken uyarı yapılmış, koruma önlemleri alınmış mıdır?

EREĞLİ İLÇESİN’DEKİ TACİZ OLAYI HAKKINDA SORU ÖNERGESİ

meclisCHP Konya Milletvekili Dr. M.Hüsnü Bozkurt Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı tarafından yazılı olarak yanıtlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na Ereğli ilçesinde yaşanan taciz olayı  ile ilgili Soru Önergesi  verdi.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

 

Aşağıdaki sorularımın Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

 

 

Mustafa Hüsnü BOZKURT

           Konya Milletvekili

 

Konya’nın Ereğli ilçesinde gerçekleşen olayda, bir meslek lisesi müdürünün öğrencisiyle dini nikah kıymak suretiyle cinsel ilişkiye girdiği, öğrencinin evlenme vaadine dayanarak bu olayı çevresindekilere anlatmasıyla konunun açığa çıktığı, Konya kamuoyuna yansımıştır. CHP Ereğli İlçe Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada da olayın duyulduğu günden bu güne CHP ilçe teşkilatı tarafından titizlikle takip edildiği,  İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın İradet Genç’ in verdiği bilgiye göre olayın ilçe sınırlarında kalmayarak, İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerince 2 müfettiş görevlendirmek suretiyle araştırıldığı ve idari soruşturma neticesinde müdürün istifası istenerek işleme konulduğu bilgisi edinilmiştir. Olayla ilgili idari soruşturma başlatılmış olsa da, adli soruşturma noktasında henüz adım atılmamıştır.

Bu bağlamda;

  • Konuyla ilgili şahsınıza ulaşmış bilgi var mıdır; varsa ne zaman haberiniz olmuştur?
  • Konunun takibi açısından ne tür girişimlerde bulundunuz; bulunmayı planlamaktasınız?
  • Konuyla ilgili olarak adli soruşturma başlatılması için gerekli talimatlar verilmiş midir; verilmesi planlanmakta mıdır?
  • Bahsi geçen okul müdürünün daha önce de benzer vakalarda adı anılmış mıdır; hakkında yapılmış şikayet var mıdır?
  • Bahsi geçen olayın ardından öğrenciye psikolojik destek sağlanmış mıdır; sağlanılması düşünülmekte midir?
  • Ereğli İlçesindeki bir meslek lisesinde de geçtiğimiz 1 yıl içinde benzer bir olayın yaşandığı, öğrencisiyle ilişkiye giren okul müdürünün sadece müdürlükten alındığı ve öğretmen olarak Karapınar ilçesine atandığı bilgisi tarafıma ulaşmıştır. Bu olaydan bilginiz var mıdır; yoksa araştırılması düşünülmekte midir? Bahsi geçen kişinin halen öğretmen olarak görevini sürdürmesinin gerekçesi nedir?
  • Diğer yandan son dönemde okullarda cinsel istismar vakaları sıklıkla gündeme gelmeye başlamış, kamuoyu Kayseri’de öğretmeni tarafından tacize uğrayan lise son sınıf öğrencisi Cansel Buse Kınalı’nın intiharıyla olaydan haberdar olmuştur.

Eğitim camiasında cinsel taciz vakalarındaki artışın tedirgin edici boyutlara ulaştığı göz önünde bulundurulduğunda ard arda yaşanan bun olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?

13 Nisan 2016 TBMM Genel Kurulu Konuşması-Türkiye Cumhuriyeti’nin kilit taşı Mustafa Kemal Atatürk’tür, laiklik ilkesidir.

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Laikliğin kabulünün yıl dönümü nedeniyle söz aldım. Efendim, birtakım olaylar yaşıyoruz değerli Adalet ve Kalkınma Partili saygıdeğer üyelere de seslenmek istiyorum. Gerçekten burada bir parti farkı gözetmeksizin samimi duygularımla hitap ettiğimi kabul etmenizi istirham ediyorum. Pek çok olay yaşıyoruz, örneğin Karaman olayı diye siyasi literatürümüze giren vahim bir olayı yaşadık. Aynı günlerde sadece Karaman’la sınırlı olmayan, işte Rize’den Osmaniye’ye, Elâzığ Harput’tan Balıkesir’e, Aydın Nazilli’den Adana’ya, Kayseri’den Antalya’ya, Ankara’ya, Trabzon’a, Konya Selçuklu’ya, Afyonkarahisar’a, Kars’a, Bartın’a, Tokat’a, Konya Ereğli’ye kadar pek çok il ve ilçemizde ilköğretim okullarında, yurtlarda, vakıf evlerinde ya da yetiştirme yurtlarında kız ya da erkek çocuklarımızın tecavüze, cinsel istismara tabi olduklarını, uğradıklarını gördük.
Değerli arkadaşlar, altmış beş yıldır ülkemizi -1950’den beri- siyasi literatürde sağda tavsif edebileceğimiz partiler yönetiyor, on dört yıldır da Adalet ve Kalkınma Partimiz iktidarda. Tabii ki halkın oylarıyla geliyor, son derece saygıdeğer ama özellikle son dört yıl, beş yıl içinde AKP iktidarlarının laikliği yok sayan, laik eğitimi ortadan kaldıran, yasalarımızın Millî Eğitim Bakanlığına verdiği ilk ve orta dereceli okul çocuklarımız için yurt açma görevini bilerek ortadan kaldırıp bu alanı vakıf ve derneklerin yurt ve evlerine açan, eğitimin laik temelini, bilimsel temelini yok eden ve laik cumhuriyet kurucularına savaş açan, laik cumhuriyeti tahrip eden bir anlayışıyla karşı karşıyayız. Bunun bilinçsiz yapıldığını söylemek mümkün değil. Bakın, asla kişiselleştirmeden şunu görmemiz gerekiyor: Eğer bu coğrafyada, bin yıldır yurt edindiğimiz Anadolu’da laik cumhuriyet olarak devam edemezsek, yurttaşlarımızı öğretim birliği ilkesi içinde laik, özgür yurttaş bilinciyle yetiştiremezsek bu coğrafyada inanın ne ulusal birliğimizi ne millî birliğimizi ne de vatan bütünlüğümüzü tehdit altında kalmaktan kurtarma şansımız yoktur. Ben, bütün iyi niyetimle hepinize istirham ediyorum: Lütfen laik cumhuriyeti koruyalım, kollayalım. Türkiye Cumhuriyeti’nin kilit taşı sevgili AKP’li kardeşlerim, Mustafa Kemal Atatürk’tür, laiklik ilkesidir. Atatürk’ü kötüleyerek…
Bakın, geçen hafta, Eskişehir’de İkinci İnönü Zaferi’nin doksan beşinci yıl kutlamalarına gittik, Twitter’da paylaştım, altına bir kardeşimiz “İnönü’nün neyini kutluyorsunuz?” diyor. Geçen gün bir şehit ailesi, şehit yakını Sayın İçişleri Bakanımıza sitem ediyor. Bir başka arkadaşımız “Bu da paralelci, vikvikleyip duruyor, dışlansın.” diyor. Bu şekilde toplumda kin ve nefret tohumları ekerek ve hele hele dindar ve kindar nesiller yetiştirme amacına yönelerek inanın bana varabileceğiniz hiçbir yer yok. Bu toplum bin yıldır Müslüman, bu toplum bin yıldır dindar, ilk defa AKP’yle dindar olmadı ama kin dinle bir arada telaffuz edilebilecek bir şey değil. O bakımdan, lütfen laik cumhuriyeti, cumhuriyetin kurucu babalarını asla ama asla yok ederek, aşağılayarak, onlara hakaret ederek varabileceğimiz bir nokta olmadığının bilinciyle gelin, gelin…
Gelin, tekrar hepinizden rica ediyorum, şu Mecliste bir araya gelelim dört parti, bakın ülkemiz kan revan içinde, gelin hep beraber bu sorunlara çözüm üretelim kardeşlerim. Bizi buraya gönderen halk iradesi hepimize bu cumhuriyetin Anayasa’sına bağlı olduğumuz için bu kürsülerde hitap edebilme yetkisini verdi. “Bu Anayasa’yı tanımıyoruz.” diyerek, “Bu yasalara uymayın.” diyerek, kurucu babalara hakaret ederek varabileceğimiz hiçbir yer yok.
Türkiye Cumhuriyeti’nin -tekrar altını çizerek söylüyorum- kilit taşı, o kubbeyi bir arada tutan Mustafa Kemal Atatürk ve laikliktir. (CHP sıralarından alkışlar) Bunu burada çekersek inanın o yıkılacak kubbenin altında hep beraber kalacağız, bu kan deryasının içinde boğulacağız. Gelin hep beraber lütfen bu ülkenin geleceğine sahip çıkalım diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP’li Bozkurt Aile sağlığı personellerinin sorunu TBMM’ye taşıdı

57904_656x369CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, aile sağlık elemanlarının sorunlarını Meclis gündemine taşıdı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle önerge veren Bozkurt, 5258 Sayılı Aile Hekimliği Kanunu’na tabi olarak hizmet veren ve sayıları yaklaşık 4 bini bulan, kamuda istihdam edilmelerine rağmen, “Kamu dışı eleman” olarak nitelendirilen aile sağlığı elemanlarının birçok haktan mahrum bırakıldığını söyledi.

Aile sağlığı elemanlarının işe KPSS ile alındıklarını ancak kadro talebinde bulunduklarında veya yer değişikliği talep ettiklerinde kendilerine “Kamu dışı” personel oldukları yanıtı verildiğini ifade eden CHP’li Bozkurt, aynı şekilde iş güvenceleri olmaması nedeniyle birçok konuda mobbinge maruz kaldıklarını, hastalanmaları halinde rapor almalarına rağmen izin dahi kullanamadıklarına dikkat çekti.

Kendilerine nöbet, eğitim gibi durumlarda kamu kuralları uygulanan aile sağlığı elemanlarının kamu kurumlarında çalışan sağlık görevlileri ile eşit iş yapmalarına rağmen “kadro” başta olmak üzere pek çok haktan mahrum olmaları sebebiyle pek çok sorun yaşadığını ifade eden Bozkurt, aile sağlığı elemanlarının, kamu kurumlarında çalıştıkları halde neden “Kamu personeli olmayan aile sağlığı elemanı” olarak nitelendirildiğini sordu.

CHP’li Bozkurt önergesinde ayrıca şu soruları yöneltti:

– Aile sağlığı elemanlarına diğer kurumlardaki memurlarla aynı işi yapıyor olmalarına ve nöbet, eğitim gibi kamu kuralları uygulanmasına rağmen, yer değişikliği hakkı tanınmamasının gerekçesi nedir?

– 4 bin civarındaki aile sağlığı elemanın sıkıntılarının çözümü ve özlük haklarının iyileştirilmesi hususunda çalışmanız var mıdır?

– Aile sağlığı elemanlarının kadroya alınmasına yönelik bir çalışma planlanmakta mıdır?

Çağdaş Ses

Diyanet’in çocuk dergisi meclis gündemine girdi

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından aylık çıkarılan çocuk dergisinin Nisan sayısında anlatılan ’Şehitlik’ konulu çizgi hikayeyi Meclis gündemine taşıdı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle önerge veren Bozkurt, ebeveynlerle çocukları arasında geçen “Şehit olan cennette o kadar mutlu olur ki on defa şehit olmak ister”, “Keşke ben de şehit olabilsem” gibi ifadeler içeren hikayenin kamuoyunda da tepkiye neden olduğunu ifade etti.

Özellikle çocuk yaştaki bireylerin zihinlerini yıkayarak örgüt üyesi yapan ve canlı bomba olarak kullanan, bu şekilde Türkiye’de ve Avrupa’da yüzlerce insanın ölmesine ve yaralanmasına sebep olan IŞİD terör örgütünün de, Diyanet’in dergisinde bahse konu olan “İslam uğruna ve Allah için şehit olma ve cennete gitme” söylemlerini kullandığına dikkat çeken Bozkurt, çocuk dergisinde şehitliğin çekici hale getirilerek işlenmesinin tepkilerin büyümesine neden olduğunu ifade etti.

’Babanın öz kızı’ ile ilgili verdiği fetva nedeniyle tepki toplayan Diyanet İşleri Başkanlığının çocuk dergisinin Ocak sayısında da, ’Görünmeyen Elbise’ adlı hikayesinde anne kaplumbağayı türbanlı olarak göstermesinin de kamuoyu gündemine geldiğini hatırlatan CHP’li Bozkurt, konunun uzmanlarının derginin hitap ettiği çocukların yaş aralığı da göz önünde bulundurulduğunda bahsi geçen türden yayınların çocukların algı ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceği uyarılarında bulunduğunu belirtti.

Diyanet’in aylık çıkarılan çocuk dergisinin Nisan sayısında ele alınan ’Şehitlik’ konusunun bu şekilde işlenmesinin Başbakanlıkça uygun bulunup bulunmadığını soran Bozkurt, dergideki aylık konuların neye göre belirlendiğini ve konular belirlenirken pedagogların ve çocuk eğitimcilerinin görüşünün alınıp alınmadığını sordu.

CHP Konya Milletvekili Bozkurt önergesinde ayrıca şu soruları yöneltti; “IŞİD’in de aynı argümanları kullandığı göz önüne alınarak, Allah yolunda şehit olmanın çocuklara çekici hale getirilerek işlenmesinden Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ne gibi bir fayda elde edeceği düşünülmektedir? Diyanet İşleri Başkanlığının laik Cumhuriyetin bir kurumu olduğu ve sorumlu davranması gerektiği konusunda Başbakanlıkça uyarılması düşünülmekte midir?”

Haberler

Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisindeki İfadeleri Başbakan’a Sordu

meclisTÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

 

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

 

Mustafa Hüsnü BOZKURT

           Konya Milletvekili

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından aylık çıkarılan çocuk dergisinin Nisan sayısında “Şehitlik” konusu işlenmiş, ne var ki ebeveynlerle çocukları arasında geçen diyalogların “Şehit olan cennette o kadar mutlu olur ki on defa şehit olmak ister”, “Keşke ben de şehit olabilsem” gibi ifadeler içermesi nedeniyle kamuoyunda tepkilere neden olmuştur.

Özellikle çocuk yaştaki bireylerin zihinlerini yıkayarak örgüt üyesi yapan ve canlı bomba olarak kullanan,  bu şekilde Türkiye’de ve Avrupa’da yüzlerce insanın ölmesine ve yaralanmasına sebep olan IŞİD terör örgütünün de, Diyanet’in dergisinde bahse konu olan “İslam uğruna ve Allah için şehit olma ve cennete gitme” söylemlerini kullandığı bilinmekteyken, çocuk dergisinde şehitliğin çekici hale getirilerek işlenmesi tepkilerin büyümesine neden olmuştur.

Diğer yandan, yakın zaman içinde “Babanın öz kızı” ile ilgili verdiği fetva nedeniyle tepki toplayan Diyanet İşleri Başkanlığının çocuk dergisinin Ocak sayısında da, “Görünmeyen Elbise” adlı hikayesinde anne kaplumbağayı türbanlı olarak göstermesi kamuoyu gündemine gelmiş, konunun uzmanları, derginin hitap ettiği çocukların yaş aralığı da göz önünde bulundurulduğunda bahsi geçen türden yayınların çocukların algı ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceği uyarılarında bulunmuştur.

 

Bu bağlamda;

  • Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aylık çıkarılan çocuk dergisinin Nisan sayısında ele alınan “Şehitlik” konusunun bu şekilde işlenmesi Başbakanlıkça uygun bulunmakta mıdır?
  • Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bahse konu dergisindeki aylık konular neye göre belirlenmektedir? Bu konular belirlenirken pedagogların ve çocuk eğitimcilerinin görüşü alınmakta mıdır?
  • IŞİD’in de aynı argümanları kullandığı göz önüne alınarak, Allah yolunda şehit olmanın çocuklara çekici hale getirilerek işlenmesinden Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ne gibi bir fayda elde edeceği düşünülmektedir?
  • Diyanet İşleri Başkanlığının laik Cumhuriyetin bir kurumu olduğu ve sorumlu davranması gerektiği konusunda Başbakanlıkça uyarılması düşünülmekte midir?

CHP’den şehitlerle ilgili önemli iddia!

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, her geçen gün artan şehit sayısı ile ilgili önemli bir iddia ortaya attı.

Son 8 ayda 300’ün üzerinde, 10 günde de 30’a yakın şehit vermemizin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit sayısındaki artışın sebebini paralel yapıya yakın polis ve askerlere bağlayıp, istihbarat paylaşımında sorun olduğunu dile getirse de, Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan basın açıklamaları, Temmuz 2015’te başlatılan terör operasyonlarına yaklaşık 6 ay boyunca TSK’nın katılmadığı yönünde çok ciddi başka bir iddiaya işaret ediyor.

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle önerge vererek, Sur’da ve İdil’de yürütülen terör operasyonlarının yetersiz güvenlik gücüyle yapıldığı iddialarını sordu.

TERÖR OPERASYONLARINA 6 AY BOYUNCA TSK NEDEN YER ALMADI?

Başbakanlık Koordinasyon Merkezi’nden Temmuz 2015’de yapılan açıklamada, ülkemizin ve milletimizin güvenliği ve huzuru için başlatılan operasyonların devam ettiği belirtilerek, terörle mücadelede alınacak ilave tedbirlerin kararlaştırıldığı, ilgili kurumlara gerekli talimatların verildiği, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini, güvenlik güçleri ile sivil vatandaşlarının huzur ve emniyetini tehdit eden terör örgütlerine yönelik operasyonların yurtiçi ve sınır ötesi olarak sürdürüldüğünün ifade edildiğini hatırlatan CHP’li Bozkurt, Genelkurmay Başkanlığı tarafından 9 Mart 2016 tarihinde yapılan basın açıklamasına dikkat çekti.

Söz konusu açıklamada İdil operasyonu ile ilgili bilgilerin kamuoyu ile paylaşıldığını, buna göre, “Başbakanlığın 13 Aralık 2015 tarihli direktifi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/D maddesine istinaden, Şırnak Valiliğinin kuvvet talebi ile 16 Şubat 2016 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü unsurlarıyla birlikte müşterek operasyon başlatılmıştır” dendiğini belirten Bozkurt, aynı şekilde Genelkurmay’ın Sur İlçesi’nde yürütülen operasyonlarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/D maddesine istinaden, Diyarbakır Valiliğinin 17 Aralık 2015 tarihli kuvvet talebi ile 18 Aralık 2015 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü unsurlarıyla birlikte başlatılan müşterek operasyon 09 Mart 2016’da tamamlanmıştır.” açıklamasında bulunduğuna dikkat çekti.

Her iki açıklamaya göre, Başbakanlığın İdil’deki operasyonlar için 13 Aralık 2015’te, Diyarbakır Valiliği’nin de Sur’daki operasyonlar için 17 Aralık 2015’te Genelkurmay Başkanlığı’ndan askeri kuvvet talep ettiğine dikkat çeken Bozkurt, Temmuz-Aralık 2015 tarihleri arasında bölgedeki terörle mücadele kapsamındaki operasyonların yetersiz güç ile yapıldığı iddialarının doğru olup olmadığını sordu.

Önergesinde, Başbakanlığın terörle mücadele konusunda yaptığı açıklama ile Genelkurmay’ın Başbakanlığın İdil Operasyonu için Genelkurmay’dan asker istediğine yönelik direktifini içeren açıklaması arasında 6 ay zaman bulunduğunu ifade eden Bozkurt, “Son 8 ayda 300’ün üzerinde güvenlik gücümüzün terörle mücadele esnasında şehit olduğu göz önüne alındığında, Temmuz-Aralık arasındaki 6 aylık sürede içinde TSK’dan askeri kuvvet talebi yapılmamış olmasının gerekçesi nedir? Şehit sayısının yüksek olmasının operasyonlarda askerin görev almamasından kaynaklandığı iddiaları doğru mudur?” diye sordu.

Bozkurt önergesinde ayrıca, “Temmuz 2015 tarihinden itibaren terör saldırılarının başladığı ve 300’ün üzerinde şehit verdiğimiz göz önünde bulundurulduğunda askere operasyon talimatı verilmesi için neden 6 beklenmiştir? Kamuoyuna bununla ilgili açıklama yapılması düşünülmekte midir?” sorusunu yöneltti.

gerçek gündem

Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı?

Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı?

 

Bu video Adobe Flash Player’ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.


Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı? başlığıyla izlediğiniz video Türkiye’nin önde gelen gelen haber kanalları arasında yer alan Halk Tv kanalında 26 Mart 2016 Cumartesi günü yayınlanan Ana Haber adlı programdan alınmıştır.

Buradaki amaç, Türkiye ve dünya gündeminde yer alan gelişmeleri tek merkezden ve farklı kaynaklardan edinmenize olanak sağlamayı hedeflemektedir.

Bu videonun içerdiği konular içerisinde yer alan Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı? başlığıyla verilen haber, Halk Tv kanalı sorumluğundadır. Haber24.com olarak Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı? başlıklı haberde yeniden iletim dışında herhangi bir sorumluğumuz bulunmamaktadır.

Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı?

HABER 24 | Haber Son Dakika Haberleri Yerel Haberler | Haber24.Com