GEZİ DİRENİŞİN 2. YIL DÖNÜMÜ NEDENİYLE CHP KONYA MİLLETVEKİLİ ADAYI HÜSNÜ BOZKURT’UN BASIN AÇIKLAMASI

– Gezi olaylarından herkes kendine düşen dersi çıkarmalıdır.

Bundan tam iki yıl önce, Gezi Parkı eylemlerini yaşadık.

İstanbul Taksim Gezi Parkı, “Yayalaştırma Projesi” adı altında, imar izni dahi olmadan ağaçlar kesilerek imara açılmak istenmişti.

Bir grup doğaseverin başlattığı karşı duruş, polisin orantısız güç kullanması sonucunda büyümüş ve ülke geneline yayılmıştı.

Tartışma “iki ağaç meselesi” olmaktan çıkmış ülkede yıllardır süren baskıcı rejime karşı bir başkaldırıya dönüşmüştü.

Protestocuların çoğunluğunu o güne kadar “apolitik” olduğu düşünülen 15-25 yaş arası gençler oluşturmuştu. Liseli, üniversiteli, işsiz ya da son derece düşük ücretle çalışan, gelecek kaygısı taşıyan gençler topluma örnek oldu.

Gençlerin yanı sıra, yaşam tarzlarına müdahale edildiğini düşünen kadınlar ve her yaştan yurttaşlar sokağa döküldü.

Büyük çoğunluğu hayatında ilk kez bir eyleme katılan ve bütünlüklü bir dünya görüşüne de sahip olmayan bu kitle, militan bir duruş sergilemişti. Onca gaz bombasına ve baskıya rağmen korkup sinmemiş evlerine dönmemişti.

Böylece, Türkiye toplumsal mücadeleler tarihinin en önemli protestolarından biri gerçekleşmişti.

Böylece; 7 Haziran akşamında yolcu edeceğimiz AKP iktidarı sarsılmış; tek adam yönetiminin önü kapatılmıştı.

Yapılan tüm gösterilerde ağırlıklı olarak mizahi bir protesto anlayışı ortaya konulmuştu.

Gezi parkı eylemlerinin temel özelliği; kitlesel, barışçı ve mizahi olmasıydı.

Gezi parkı eylemleri; süre bakımından da ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Öyle ki bir aya yakın sürmesi nedeniyle, “Haziran Ayaklanması” olarak adlandırmak da mümkün olmuştu.

Denilebilir ki gezi parkı eylemleri; kitleselliği, barışçılığı, mizahi yapısı ve süresi ile tüm dünyaya örnek olmuştu.

Yapılan gösterilere karşı gösterilen zorbalık ve hukuksuzluk hepimizin hafızasındadır. Orantısız güç kullanımı ve kasıtlı hareketler sonucunda, 8 gencimiz yaşamını yitirirken, 8 bini aşan sayıda yurttaş yaralanmıştı.

Gözler önünde vurulan ve öldürülen gençlerin davaları hukuk dışı zorlamalarla uzatılmaktadır. Bu davaların izlenmesi ve adaletle sonlandırılması hukuktan yana olan, vicdanı olan herkesin görevidir.

Başta siyasiler olmak üzere bu hukuksuzluklara yol açanların adalet önünde hesap vermesini beklemek, demokrasinin gereğidir.

8 Haziran’daki Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında; birinci sınıf demokrasiyi gerçekleştirilecek, hukukun üstünlüğü sağlanacak ve yapılan bütün hukuksuzluklar giderilecek vesorumlulardan hesap sorulacaktır.

Gezi Parkı protestolarından; herkes, payına düşen dersi çıkarmalıdır.

Saygılarımla…