Diyanet’in çocuk dergisi meclis gündemine girdi

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından aylık çıkarılan çocuk dergisinin Nisan sayısında anlatılan ’Şehitlik’ konulu çizgi hikayeyi Meclis gündemine taşıdı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle önerge veren Bozkurt, ebeveynlerle çocukları arasında geçen “Şehit olan cennette o kadar mutlu olur ki on defa şehit olmak ister”, “Keşke ben de şehit olabilsem” gibi ifadeler içeren hikayenin kamuoyunda da tepkiye neden olduğunu ifade etti.

Özellikle çocuk yaştaki bireylerin zihinlerini yıkayarak örgüt üyesi yapan ve canlı bomba olarak kullanan, bu şekilde Türkiye’de ve Avrupa’da yüzlerce insanın ölmesine ve yaralanmasına sebep olan IŞİD terör örgütünün de, Diyanet’in dergisinde bahse konu olan “İslam uğruna ve Allah için şehit olma ve cennete gitme” söylemlerini kullandığına dikkat çeken Bozkurt, çocuk dergisinde şehitliğin çekici hale getirilerek işlenmesinin tepkilerin büyümesine neden olduğunu ifade etti.

’Babanın öz kızı’ ile ilgili verdiği fetva nedeniyle tepki toplayan Diyanet İşleri Başkanlığının çocuk dergisinin Ocak sayısında da, ’Görünmeyen Elbise’ adlı hikayesinde anne kaplumbağayı türbanlı olarak göstermesinin de kamuoyu gündemine geldiğini hatırlatan CHP’li Bozkurt, konunun uzmanlarının derginin hitap ettiği çocukların yaş aralığı da göz önünde bulundurulduğunda bahsi geçen türden yayınların çocukların algı ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceği uyarılarında bulunduğunu belirtti.

Diyanet’in aylık çıkarılan çocuk dergisinin Nisan sayısında ele alınan ’Şehitlik’ konusunun bu şekilde işlenmesinin Başbakanlıkça uygun bulunup bulunmadığını soran Bozkurt, dergideki aylık konuların neye göre belirlendiğini ve konular belirlenirken pedagogların ve çocuk eğitimcilerinin görüşünün alınıp alınmadığını sordu.

CHP Konya Milletvekili Bozkurt önergesinde ayrıca şu soruları yöneltti; “IŞİD’in de aynı argümanları kullandığı göz önüne alınarak, Allah yolunda şehit olmanın çocuklara çekici hale getirilerek işlenmesinden Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ne gibi bir fayda elde edeceği düşünülmektedir? Diyanet İşleri Başkanlığının laik Cumhuriyetin bir kurumu olduğu ve sorumlu davranması gerektiği konusunda Başbakanlıkça uyarılması düşünülmekte midir?”

Haberler

Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisindeki İfadeleri Başbakan’a Sordu

meclisTÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

 

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

 

Mustafa Hüsnü BOZKURT

           Konya Milletvekili

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından aylık çıkarılan çocuk dergisinin Nisan sayısında “Şehitlik” konusu işlenmiş, ne var ki ebeveynlerle çocukları arasında geçen diyalogların “Şehit olan cennette o kadar mutlu olur ki on defa şehit olmak ister”, “Keşke ben de şehit olabilsem” gibi ifadeler içermesi nedeniyle kamuoyunda tepkilere neden olmuştur.

Özellikle çocuk yaştaki bireylerin zihinlerini yıkayarak örgüt üyesi yapan ve canlı bomba olarak kullanan,  bu şekilde Türkiye’de ve Avrupa’da yüzlerce insanın ölmesine ve yaralanmasına sebep olan IŞİD terör örgütünün de, Diyanet’in dergisinde bahse konu olan “İslam uğruna ve Allah için şehit olma ve cennete gitme” söylemlerini kullandığı bilinmekteyken, çocuk dergisinde şehitliğin çekici hale getirilerek işlenmesi tepkilerin büyümesine neden olmuştur.

Diğer yandan, yakın zaman içinde “Babanın öz kızı” ile ilgili verdiği fetva nedeniyle tepki toplayan Diyanet İşleri Başkanlığının çocuk dergisinin Ocak sayısında da, “Görünmeyen Elbise” adlı hikayesinde anne kaplumbağayı türbanlı olarak göstermesi kamuoyu gündemine gelmiş, konunun uzmanları, derginin hitap ettiği çocukların yaş aralığı da göz önünde bulundurulduğunda bahsi geçen türden yayınların çocukların algı ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceği uyarılarında bulunmuştur.

 

Bu bağlamda;

  • Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aylık çıkarılan çocuk dergisinin Nisan sayısında ele alınan “Şehitlik” konusunun bu şekilde işlenmesi Başbakanlıkça uygun bulunmakta mıdır?
  • Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bahse konu dergisindeki aylık konular neye göre belirlenmektedir? Bu konular belirlenirken pedagogların ve çocuk eğitimcilerinin görüşü alınmakta mıdır?
  • IŞİD’in de aynı argümanları kullandığı göz önüne alınarak, Allah yolunda şehit olmanın çocuklara çekici hale getirilerek işlenmesinden Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ne gibi bir fayda elde edeceği düşünülmektedir?
  • Diyanet İşleri Başkanlığının laik Cumhuriyetin bir kurumu olduğu ve sorumlu davranması gerektiği konusunda Başbakanlıkça uyarılması düşünülmekte midir?

CHP’den şehitlerle ilgili önemli iddia!

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, her geçen gün artan şehit sayısı ile ilgili önemli bir iddia ortaya attı.

Son 8 ayda 300’ün üzerinde, 10 günde de 30’a yakın şehit vermemizin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit sayısındaki artışın sebebini paralel yapıya yakın polis ve askerlere bağlayıp, istihbarat paylaşımında sorun olduğunu dile getirse de, Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan basın açıklamaları, Temmuz 2015’te başlatılan terör operasyonlarına yaklaşık 6 ay boyunca TSK’nın katılmadığı yönünde çok ciddi başka bir iddiaya işaret ediyor.

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle önerge vererek, Sur’da ve İdil’de yürütülen terör operasyonlarının yetersiz güvenlik gücüyle yapıldığı iddialarını sordu.

TERÖR OPERASYONLARINA 6 AY BOYUNCA TSK NEDEN YER ALMADI?

Başbakanlık Koordinasyon Merkezi’nden Temmuz 2015’de yapılan açıklamada, ülkemizin ve milletimizin güvenliği ve huzuru için başlatılan operasyonların devam ettiği belirtilerek, terörle mücadelede alınacak ilave tedbirlerin kararlaştırıldığı, ilgili kurumlara gerekli talimatların verildiği, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini, güvenlik güçleri ile sivil vatandaşlarının huzur ve emniyetini tehdit eden terör örgütlerine yönelik operasyonların yurtiçi ve sınır ötesi olarak sürdürüldüğünün ifade edildiğini hatırlatan CHP’li Bozkurt, Genelkurmay Başkanlığı tarafından 9 Mart 2016 tarihinde yapılan basın açıklamasına dikkat çekti.

Söz konusu açıklamada İdil operasyonu ile ilgili bilgilerin kamuoyu ile paylaşıldığını, buna göre, “Başbakanlığın 13 Aralık 2015 tarihli direktifi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/D maddesine istinaden, Şırnak Valiliğinin kuvvet talebi ile 16 Şubat 2016 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü unsurlarıyla birlikte müşterek operasyon başlatılmıştır” dendiğini belirten Bozkurt, aynı şekilde Genelkurmay’ın Sur İlçesi’nde yürütülen operasyonlarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/D maddesine istinaden, Diyarbakır Valiliğinin 17 Aralık 2015 tarihli kuvvet talebi ile 18 Aralık 2015 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü unsurlarıyla birlikte başlatılan müşterek operasyon 09 Mart 2016’da tamamlanmıştır.” açıklamasında bulunduğuna dikkat çekti.

Her iki açıklamaya göre, Başbakanlığın İdil’deki operasyonlar için 13 Aralık 2015’te, Diyarbakır Valiliği’nin de Sur’daki operasyonlar için 17 Aralık 2015’te Genelkurmay Başkanlığı’ndan askeri kuvvet talep ettiğine dikkat çeken Bozkurt, Temmuz-Aralık 2015 tarihleri arasında bölgedeki terörle mücadele kapsamındaki operasyonların yetersiz güç ile yapıldığı iddialarının doğru olup olmadığını sordu.

Önergesinde, Başbakanlığın terörle mücadele konusunda yaptığı açıklama ile Genelkurmay’ın Başbakanlığın İdil Operasyonu için Genelkurmay’dan asker istediğine yönelik direktifini içeren açıklaması arasında 6 ay zaman bulunduğunu ifade eden Bozkurt, “Son 8 ayda 300’ün üzerinde güvenlik gücümüzün terörle mücadele esnasında şehit olduğu göz önüne alındığında, Temmuz-Aralık arasındaki 6 aylık sürede içinde TSK’dan askeri kuvvet talebi yapılmamış olmasının gerekçesi nedir? Şehit sayısının yüksek olmasının operasyonlarda askerin görev almamasından kaynaklandığı iddiaları doğru mudur?” diye sordu.

Bozkurt önergesinde ayrıca, “Temmuz 2015 tarihinden itibaren terör saldırılarının başladığı ve 300’ün üzerinde şehit verdiğimiz göz önünde bulundurulduğunda askere operasyon talimatı verilmesi için neden 6 beklenmiştir? Kamuoyuna bununla ilgili açıklama yapılması düşünülmekte midir?” sorusunu yöneltti.

gerçek gündem

Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı?

Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı?

 

Bu video Adobe Flash Player’ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.


Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı? başlığıyla izlediğiniz video Türkiye’nin önde gelen gelen haber kanalları arasında yer alan Halk Tv kanalında 26 Mart 2016 Cumartesi günü yayınlanan Ana Haber adlı programdan alınmıştır.

Buradaki amaç, Türkiye ve dünya gündeminde yer alan gelişmeleri tek merkezden ve farklı kaynaklardan edinmenize olanak sağlamayı hedeflemektedir.

Bu videonun içerdiği konular içerisinde yer alan Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı? başlığıyla verilen haber, Halk Tv kanalı sorumluğundadır. Haber24.com olarak Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı? başlıklı haberde yeniden iletim dışında herhangi bir sorumluğumuz bulunmamaktadır.

Chp’li Hüsnü Bozkurt: Tsk 6 Ay Boyunca Neden Yer Almadı?

HABER 24 | Haber Son Dakika Haberleri Yerel Haberler | Haber24.Com

KARAMAN’DA CİNSEL İSTİSMAR OLAYI

fft261_mf13971736CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık,karaman’da yaşanan cinsel istismar olayının sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi.
CHP Parti Meclisi Üyesi Avukat Seda Kadıgil,Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt ve BurdurMilletvekili Mehmet Göker ile Karaman’a gelen Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, yaşanan olayla ilgili bilgi almak üzere sırasıyla Karaman Valisi Murat Koca, Karaman Cumhuriyet Başsavcısı Abdürrahim Alan ve İl Milli eğitimMüdürü Asım Sultanoğlu’nu ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından CHP heyeti parti binasına geçerek burada basın açıklaması yaptı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, siyaset yapmak için gelmediklerini belirterek “Biz anneyiz, biz babayız, biz aileleriz. Toplumda bu duygularla bütün herkes bu üzüntüleri yaşadık. Karaman’daki ailelerin çocuklarının manevi şahsiyetlerini de zedelemek asla aklımıza gelmeyecek bir mevzudur. Bu konuda net olarak fikrimizi belirtmek istiyorum. Ne Karaman, ne aileler, ne çocukların manevi şahsiyetlerini zedelememek gerekiyor. Bu nedenle çocukların kimliklerini ifşa etmek, ailelerin kimliklerini ifşa etmek, son derece yanlış bir tutumdur. Çünkü konunun merkezinde çocuklar vardır. Bu çocukların bundan sonraki yaşamlarını sağlıklı götürmelerini biz sağlamak zorundayız. Bundan sonra bu tür olayların olmaması için hem geçmişte yaşanan olaylarla ilgili hem de bundan sonra olmaması için gerekli sorumluların tespit edilmesi ve kanun önünde yargılanması gerekmektedir. Biz CHP olarak sorumluların ortaya çıkana kadar bu işin peşini bırakmayacağız.”
“SAVCILARI KUTLUYORUM”
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt da, “Bu olay adliyeye bir cinsel istismar olayı olarak intikal etmiş değildir. Huzurlarınızda Cumhuriyet Başsavcısı ve görevli savcıyı kutluyorum. Olayı ortaya çıkaran tamamen savcılık makamıdır. Bir tek çocuğun uzun zamandır okula gitmek istememesi üzerine ailesinin çocuğu psikiyatriste götürmesi, psikiyatristin çocukla görüşürken olayın ortaya çıkması üzerine o doktorun olayı cumhuriyet savcılığına intikal ettirmesi ve cumhuriyet savcısının sadece bir çocuk üzerindeki yaşanan hadiseyi alarak o çocukla ve diğerleri ile görüşe görüşe sonuç olarak 10 çocuğun cinsel istismara uğradığını ortaya çıkarmasıdır. Dolayısı ile 45 çocuğun cinsel istismara uğraması gibi bir şey yok, ailelere şikayetinden vazgeçin diyerek bir para verilme olayı da söz konusu değil. Olay böyle gelişmiştir. Ben tekrar olayın üzerine giderek bunu ortaya çıkaran Karaman Cumhuriyet Savcılığına dürüstlüklerinden dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Halka ekmek ve hoşaf dağıttılar

halka-ekmek-hosaf-dagittilarÇanakkale Şehitlerini Anma Günü nedeniyle CHP’li gençler Çanakkale ruhunun yaşatılması amacıyla Gedavet Parkı’nda şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından vatandaşlara ekmekle hoşaf dağıttı

 

CHP’li gençlerin Çanakkale ruhunun yaşatılması ve Şehitleri Anma programına CHP Konya İl Gençlik Kolları Başkanı Orkun Polat, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, il yönetim kurulu üyeleri ve merkez ilçe başkanlarıyla gençler ve partililer katıldı.

CHP Konya İl Gençlik Kolları Başkanı Orkun Polat, Çanakkale ruhunun yaşatılması amacıyla ekmek ve hoşaf dağıtımı yaptıklarını belirterek, “18 Mart Çanakkale Zaferi’nde şehitlerinin yemek listesi ekmek ve şekersiz üzüm hoşafı idi. Onlar yokluk içinde büyük bir kahramanlık destanı yazarak, vatanı bizlere emanet ettiler. Atalarımıza bize vatanı bıraktıkları için minnettarız. Sonuna kadar kollamak ve korumakta bizim görevimiz. İşte bugünde bizim yemeğimiz şekersiz üzüm hoşafı ve ekmek. Şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz” dedi.

halka-ekmek-hosaf-dagittilar-2

“ÇANAKKALE, EMPERYALİST GÜÇLERİN YENİLEBİLİNECEĞİNİN İSPATIDIR”

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’ta konuşmasında, Çanakkale’nin emperyalist güçlerin yenilebilineceğinin ispatı olduğuna dikkat çekerek, “Çanakkale’de her gün üzüm hoşafı ve kırma buğdayı kendilerine öğün yapan atalarımız dünyanın ordularını yendi. Bundan dolayıdır ki, Çanakkale dünya’da emperyalist ordulara yenilemeyeceğinin kanıtıdır. Bunun yanında yine Çanakkale Ulusal Kurtuluş savaşının önsözüdür. 200 yıl batı Osmanlı imparatorluğunu yıkmaya çalışmıştır. Cumhuriyetle birlikte Çanakkale millet olma ruhudur. Diğer taraftan Çanakkale Mustafa Kemali kazandırmıştır. Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyetini kurarak bir millet olmayı bize vermiştir. Bugün Mustafa Kemalsiz bir Çanakkale anlatılıyor. Bizler Mustafa Kemali dünyaya anlattık. Bu memlekete ve insanlara da anlatma imkânı bulacağız. Çanakkale’deki şehitlerimizle bütün şehitlerimizi minnetle anıyoruz” şeklinde konuştu.

YENİMERAM - KONYA BÖLGESEL GAZETE

CHP’den ‘okulda taciz’ soruları

595c31fd1b61daec_480x270
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, Konya Ereğli’deki bir okulda yaşanan cinsel istismarı TBMM’ye taşıdı.

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, Konya’nın Ereğli ilçesinde gerçekleşen olayda, bir meslek lisesi müdürünün öğrencisiyle dini nikah kıymak suretiyle cinsel ilişkiye girdiği ve öğrencinin evlenme vaadine dayanarak yaşananları çevresindekilere anlatmasıyla açığa çıkan konuyu Meclis gündemine taşıdı.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yanıtlanması istemiyle önerge veren Bozkurt, olayın Konya kamuoyuna da yansıdığını ve duyulduğu andan itibaren CHP’nin harekete geçerek konunun takipçisini olduğunu belirtti.

CHP Ereğli İlçe Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada İlçe Milli Eğitim Müdürünün verdiği bilgiye göre olayın ilçe sınırlarında kalmayarak, İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerince 2 müfettiş görevlendirmek suretiyle araştırıldığı ve idari soruşturma neticesinde müdürün istifası istenerek işleme konulduğu bilgisinin aktarıldığını ifade eden Bozkurt, olayla ilgili idari soruşturma başlatılmış olsa da, adli soruşturma noktasında henüz adım atılmadığına dikkat çekti.

Bakanlığın konudan haberdar olup olmadığını soran CHP’li Bozkurt, konunun takibi açısından ne tür girişimlerde bulunulduğunu ya da bulunulacağını sordu.

Önergesinde, “Konuyla ilgili olarak adli soruşturma başlatılması için gerekli talimatlar verilmiş midir; verilmesi planlanmakta mıdır? Bahsi geçen okul müdürünün daha önce de benzer vakalarda adı anılmış mıdır; hakkında yapılmış şikayet var mıdır? Bahsi geçen olayın ardından öğrenciye psikolojik destek sağlanmış mıdır; sağlanılması düşünülmekte midir?” sorularına yer veren Bozkurt, Ereğli’de bir meslek lisesinde de geçtiğimiz 1 yıl içinde benzer bir olayın yaşandığı, öğrencisiyle ilişkiye giren okul müdürünün sadece müdürlükten alındığı ve öğretmen olarak Karapınar ilçesine atandığını dile getirerek, Bakanlığın bu olaydan haberi olup olmadığını, araştırılıp araştırılmayacağını ve bahsi geçen kişinin halen öğretmen olarak görevini sürdürmesinin gerekçesini sordu.

CHP Konya Milletvekili Bozkurt, son dönemde okullarda cinsel istismar vakalarının sıklıkla gündeme gelmeye başladığını ve kamuoyunun Kayseri’de öğretmeni tarafından tacize uğrayan lise son sınıf öğrencisi Cansel Buse Kınalı’nın intiharıyla olaydan haberdar olduğunu hatırlatarak, “ Eğitim camiasında cinsel taciz vakalarındaki artışın tedirgin edici boyutlara ulaştığı göz önünde bulundurulduğunda ard arda yaşanan bun olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu yöneltti.

gerçek gündem

CHP’den KPSS İle Atamalar İçin 25 Bin Kadro Talebi

CHP Konya Milletvekili Mustafa Hüsnü Bozkurt, KPSS 1 2016 atamalarında 25 bin kadro açılması için kanun teklifi verdi

meclis

Bozkurt, KPSS/1 2016 atamalarında 25 bin kadro açılması için kanun teklifi verdi. 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

 

 

Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

 

Mustafa Hüsnü BOZKURT

                                                                                                                                                                     Konya Milletvekili

GENEL GEREKÇE

 

2014 Kamu Personeli Seçme Sınavına girmiş 1.128.032 lisans, 779.314 ön lisans ve 1.683.696 ortaöğretim mezunu olmak üzere 3,5 Milyon memur adayına, Kasım 2014/2 atamasında 5067 kadro verilmiştir. Aynı şekilde Haziran 2015/1 atamalarında verilen 9600’ü sağlık personeli olmak üzere 13 Bin 213 kadro, atanmayı bekleyen memur adayları için hayal kırıklığı yaratmıştır.  Bunlara ilaveten birçok kurumun merkezi atamadan çıkartılması mağduriyetleri iki katına çıkarmıştır. Yıllarca okuyup, büyük maddi ve manevi emeklerle KPSS’ye hazırlanan adayların bir diğer önemli sorunu da, kamu personeli alımında uygulanan mülakat sistemidir. Pek çok kişi, KPSS neticesinde yüksek puan aldıkları halde merkezi atama yerine, mülakata tabi tutulmakta ve böylelikle adayların memurluk umudu azalmaktadır.

Netice itibariyle memur adayları, atamalardaki mağduriyetlerin giderilmesini beklemektedir. ler.

Bu kanun teklifi ile KPSS/1 2016 atamalarında KPSS mağdurlarına 25 bin kişilik kadro açılması öngörülmektedir.

 

GENEL KADRO VE USULÜ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE DEVLET MEMURLARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

 

 

MADDE 1- 13/12/1983 tarihli ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 20- Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerde istihdam edilmek üzere teknik hizmetler ve genel idare hizmetleri sınıfından dokuzuncu ve onuncu derecede 25.000 adet memur kadrosu ihdas edilmiştir. Bu kadroları, hizmet sınıfı ve derece değişikliği yapmak suretiyle idarelerden uygun görülenlere tahsis etmeye Devlet Personel Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.”

MADDE 2- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 43- 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 17 nci maddesi kapsamında ihdas edilen kadrolar 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanununun sınırlamalarına tabi olmaksızın 01/07/16 tarihine kadar doldurulur.”

MADDE 3- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

TBMM Genel Kurulunda Bütçe Görüşmeleri Esnasında Yaptığım Konuşma

TBMM Genel Kurulunda bütçe görüşmeleri esnasında yaptığım konuşmanın metni ve videosu:

 

Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. KOP İdaresi üzerine konuşacaktım ama kıyamet koptuğu için BOP ve etkileri üzerine konuşmayı tercih ediyorum.
Değerli arkadaşlar, ülkemiz, bizzat Abdullah Gül Bey’in de söylediği gibi Cumhuriyet tarihinin en kritik sürecini yaşıyor. Bana göre çok yaşamsal sorunlarımız var. Başta, dış politikamız çökmüş durumda. 92 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk defa hem Amerika’yla, hem Rusya’yla, hem Avrupa Birliğiyle, hem İran’la, Irak’la, Suriye’yle ve Yunanistan’la ciddi sorunlar yaşayan, bölgede ve dünyada çok haklı olduğumuz konuları bile anlatma durumumuz kalmayan, dostsuz, yalnız bir ülke durumundayız. Dış politikada çok ciddi sorun yaşıyoruz. Çok ciddi bir iç barış sorunumuz var arkadaşlar. Dokuz aylık milletvekilliği süremizde yaptığımız en istikrarlı iş her gün şehit cenazelerine koşturmak. 300’ün üzerinde şehidimiz var, 300’ün üzerinde kayıtlı sivil ölüm var, 44 çocuk hayatını kaybetti ve biz, bu Mecliste az önce birbirimize girdik. Bu halka nasıl bir manzara verdiğimize lütfen dikkat edelim. Ne sizler Recep Tayyip Erdoğan’ın ya da Ahmet Davutoğlu’nun vekillerisiniz ne biz Kılıçdaroğlu’nun vekilleriyiz ne siz Bahçeli’nin ne siz Demirtaş’ın vekillerisiniz. Bu milletin vekilleriyiz, bu milletin. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu milletin vekilleriyiz, kendimize geleceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Bu ülkenin iç barışını tesis etmek bu Meclisin görevidir.
Ben, buradan Meclis Başkanına çağrı yapıyorum.
Birilerinin hayal dünyasını tatmin etmek için yapay komisyonları bırakın, bir an önce bir barış komisyonu kuralım, bu ülkedeki kanı durduralım. (CHP sıralarından alkışlar)
Sevgili arkadaşlar, ciddi bir yönetim sorunumuz var; çok ciddi, çok ciddi bir yönetim sorunumuz var.
Bakın “Ben seçildim, öyleyse artık bu ülkenin isteseniz de istemeseniz de yönetim şekli değişmiştir.” demek mevcut, meri, geçerli Anayasa’yı yok saymak demektir.
Bu meşruiyet kaybıdır, kendinizi yok saymak demektir. Bunu asla doğru bulmayın sevgili arkadaşlar. Bu ciddi bir sorun. Anayasa Mahkemesini tanımamak, mahkemelere talimat vermek, o güvendiğiniz ve ona göre burada görev yaptığınız Anayasa’yı yok saymak doğru değil.
Ve kardeşlerim, sevgili milletvekilleri, ciddi bir liderlik sorunumuz var.
Bakın, buradan Sayın Davutoğlu Sayın Kılıçdaroğlu’na liderlik dersi verirken hepiniz alkışladınız.
Dedi ki: “Ben grubuma hâkimim, sen değilsin.”
Şimdi, Sayın Davutoğlu… Ben buradan söyleyeyim değerli hemşehrim, arkadaşlar…
Ben buradan söyleyeyim…
Lider olmak belli sayıda insana lafını dinletmek değildir, o kadarını askerde çavuş da yapıyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Lider olmak, sözünü dünyaya dinletebilmektir.
Sen konuştuğun zaman karşına Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Sözcüsünün muhatap olmaması demektir. Sen konuştuğun zaman birilerinin elinde beyzbol sopasıyla sana ayar vermemesi demektir. (CHP sıralarından alkışlar)
Sen konuştuğun zaman bir değeri olmak demektir. Lider olmak, devlet adamı olmak demektir.
Sevgili kardeşlerim, İsmail Müştak Mayakon, 1927’de, Ankara’da Ahmet Rasim’le karşılaşır. Ahmet Rasim bildiğinizdir. “Hayrola Üstat, ne arıyorsun Ankara’da” der. Der ki: “Fırıncılar ekmeği dört köşe yapmıyor da onun için Ankara’dayım.” Anlamaz, “Hayrola.” der. “Yahu, İstanbul’da, Beşiktaş’ta bir ekmek aldım, Akaretler yokuşundan inerken kolumun altından kaydı, düştü, yakalayayım diye koşarken buralara geldim.” Vedalaşıp ayrılırlar. Akşam Çankaya’da Mustafa Kemal Atatürk’e anlatır. Atatürk hiddetlenir, kalkar, “Ya siz ne yaptınız Beyefendi?” der. “Ne yapacağım efendim, bir şey anlamadım.” “Nasıl anlamazsın.” der. “Bu memleketin kültürüne, bu memleketin edebiyatına yarım asır hizmet etmiş bir muhterem zat, bir büyük insan belli ki yoksulluğa düşmüş, ekmek parası peşinde. Neden elinden tutup getirmezsin?” Döner yaverine, der ki: “Ahmet Rasim Bey’i bulun, lütfen, buraya davet ettiğimi söyleyin.” Yaver gider, bir otel odasında Ahmet Rasim’i bulur. Sevgili kardeşlerim, Ahmet Rasim geldiği zaman Mustafa Kemal ayağa kalkar, “Hoş geldiniz Üstat.” der, masada yanına alır, izzet, ikram eder ve kalkarken “Üstat, lütfeder misiniz acaba, boş bulunan İstanbul Milletvekilliğini kabul buyurur musunuz?” der. O saate kadar… Döner Ahmet Rasim, İsmail Müştak’la göz göze gelirler, gözlerinden yaşlar süzülür, Mustafa Kemal’in eline sarılmaya kalkar, Mustafa Kemal izin vermez, der ki: “Paşam, anladım şimdi; ekmek gerçekten aslanın ağzındaymış.”
Ben bu anekdotu ne zaman okusam De Gaulle gelir aklıma. Fransa’yı Cezayir’deki tutumu nedeniyle kınayan Jean Paul Sartre’ı “Mahkemeye verelim, yargılayalım.” diyenlere De Gaulle diyor ki: “Beyler, beyler; kendinize gelin. Sartre Fransa’dır, Fransa’yı yargılamak kimin haddine?”
Sevgili kardeşlerim, devlet adamı, lider, ülkesinin kültürüne, dünya kültürüne hizmet etmiş adamlara saygı gösteren, onlara “kudurmuşlar” demeyen… (CHP sıralarından alkışlar) Her milletvekili, her bakan, her başbakan, her cumhurbaşkanı devlet adamı da olduğu zaman değer kazanır. Ben yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Bu millete Allah devlet adamı olmayı da nasip eden liderler nasip etsin diyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)