MÜSTAFİ SUBAYLARIN HAKLARINI MECLİS GÜNDEMİN TAŞIDI

meclisCHP Konya Milletvekili Dr. M.Hüsnü Bozkurt Başbakan Milli Savunma Bakanı Sayın İsmet Yılmaz tarafından yazılı olarak yanıtlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na Müstafi Subayların Hakları ile ilgili Soru Önergesi  verdi.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

 

Aşağıdaki sorularımın Milli Savunma Bakanı Sayın İsmet Yılmaz tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

 

Mustafa Hüsnü BOZKURT

           Konya Milletvekili

 

 

Türk Silahlı Kuvvetleri Kimlik Kartı Yönergesine göre, ‘’Müstafi subay ve astsubaylar ile emeklilik hakkını kazanmaksızın sağlık nedeniyle ayrılan subay ve astsubaylara Orduevleri, Sosyal Tesisler ve Dinlenme Merkezleri gibi askeri sosyal tesislerden günü birlik istifade etmeleri amacıyla Kuvvet Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanlıklarınca ilgili mevzuat hükümlerine göre  ‘’Özel Giriş Kartı’’ verilmektedir. Ne  var ki bugün pek çok müstafi subay ve astsubay, onlarca yıl hizmet verdikleri Silahlı Kuvvetlere ait tesislerden günübirlik giriş hakkı dışında faydalanamamaktan şikayetçidir.

Bu bağlamda;

  • Müstafi subaylara TSK’ya bağlı tesislerden süre sınırı olmaksızın faydalanabilmeleri için “Daimi giriş kartı

“ verilmesine yönelik bir girişiminiz mevcut mudur? Bu durumda olan subay ve astsubayların yoğun talepleri göz önünde bulundurularak bu yönde bir çalışma başlatılması düşünülmekte midir?

13 Nisan 2016 TBMM Genel Kurulu Konuşması-Türkiye Cumhuriyeti’nin kilit taşı Mustafa Kemal Atatürk’tür, laiklik ilkesidir.

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Laikliğin kabulünün yıl dönümü nedeniyle söz aldım. Efendim, birtakım olaylar yaşıyoruz değerli Adalet ve Kalkınma Partili saygıdeğer üyelere de seslenmek istiyorum. Gerçekten burada bir parti farkı gözetmeksizin samimi duygularımla hitap ettiğimi kabul etmenizi istirham ediyorum. Pek çok olay yaşıyoruz, örneğin Karaman olayı diye siyasi literatürümüze giren vahim bir olayı yaşadık. Aynı günlerde sadece Karaman’la sınırlı olmayan, işte Rize’den Osmaniye’ye, Elâzığ Harput’tan Balıkesir’e, Aydın Nazilli’den Adana’ya, Kayseri’den Antalya’ya, Ankara’ya, Trabzon’a, Konya Selçuklu’ya, Afyonkarahisar’a, Kars’a, Bartın’a, Tokat’a, Konya Ereğli’ye kadar pek çok il ve ilçemizde ilköğretim okullarında, yurtlarda, vakıf evlerinde ya da yetiştirme yurtlarında kız ya da erkek çocuklarımızın tecavüze, cinsel istismara tabi olduklarını, uğradıklarını gördük.
Değerli arkadaşlar, altmış beş yıldır ülkemizi -1950’den beri- siyasi literatürde sağda tavsif edebileceğimiz partiler yönetiyor, on dört yıldır da Adalet ve Kalkınma Partimiz iktidarda. Tabii ki halkın oylarıyla geliyor, son derece saygıdeğer ama özellikle son dört yıl, beş yıl içinde AKP iktidarlarının laikliği yok sayan, laik eğitimi ortadan kaldıran, yasalarımızın Millî Eğitim Bakanlığına verdiği ilk ve orta dereceli okul çocuklarımız için yurt açma görevini bilerek ortadan kaldırıp bu alanı vakıf ve derneklerin yurt ve evlerine açan, eğitimin laik temelini, bilimsel temelini yok eden ve laik cumhuriyet kurucularına savaş açan, laik cumhuriyeti tahrip eden bir anlayışıyla karşı karşıyayız. Bunun bilinçsiz yapıldığını söylemek mümkün değil. Bakın, asla kişiselleştirmeden şunu görmemiz gerekiyor: Eğer bu coğrafyada, bin yıldır yurt edindiğimiz Anadolu’da laik cumhuriyet olarak devam edemezsek, yurttaşlarımızı öğretim birliği ilkesi içinde laik, özgür yurttaş bilinciyle yetiştiremezsek bu coğrafyada inanın ne ulusal birliğimizi ne millî birliğimizi ne de vatan bütünlüğümüzü tehdit altında kalmaktan kurtarma şansımız yoktur. Ben, bütün iyi niyetimle hepinize istirham ediyorum: Lütfen laik cumhuriyeti koruyalım, kollayalım. Türkiye Cumhuriyeti’nin kilit taşı sevgili AKP’li kardeşlerim, Mustafa Kemal Atatürk’tür, laiklik ilkesidir. Atatürk’ü kötüleyerek…
Bakın, geçen hafta, Eskişehir’de İkinci İnönü Zaferi’nin doksan beşinci yıl kutlamalarına gittik, Twitter’da paylaştım, altına bir kardeşimiz “İnönü’nün neyini kutluyorsunuz?” diyor. Geçen gün bir şehit ailesi, şehit yakını Sayın İçişleri Bakanımıza sitem ediyor. Bir başka arkadaşımız “Bu da paralelci, vikvikleyip duruyor, dışlansın.” diyor. Bu şekilde toplumda kin ve nefret tohumları ekerek ve hele hele dindar ve kindar nesiller yetiştirme amacına yönelerek inanın bana varabileceğiniz hiçbir yer yok. Bu toplum bin yıldır Müslüman, bu toplum bin yıldır dindar, ilk defa AKP’yle dindar olmadı ama kin dinle bir arada telaffuz edilebilecek bir şey değil. O bakımdan, lütfen laik cumhuriyeti, cumhuriyetin kurucu babalarını asla ama asla yok ederek, aşağılayarak, onlara hakaret ederek varabileceğimiz bir nokta olmadığının bilinciyle gelin, gelin…
Gelin, tekrar hepinizden rica ediyorum, şu Mecliste bir araya gelelim dört parti, bakın ülkemiz kan revan içinde, gelin hep beraber bu sorunlara çözüm üretelim kardeşlerim. Bizi buraya gönderen halk iradesi hepimize bu cumhuriyetin Anayasa’sına bağlı olduğumuz için bu kürsülerde hitap edebilme yetkisini verdi. “Bu Anayasa’yı tanımıyoruz.” diyerek, “Bu yasalara uymayın.” diyerek, kurucu babalara hakaret ederek varabileceğimiz hiçbir yer yok.
Türkiye Cumhuriyeti’nin -tekrar altını çizerek söylüyorum- kilit taşı, o kubbeyi bir arada tutan Mustafa Kemal Atatürk ve laikliktir. (CHP sıralarından alkışlar) Bunu burada çekersek inanın o yıkılacak kubbenin altında hep beraber kalacağız, bu kan deryasının içinde boğulacağız. Gelin hep beraber lütfen bu ülkenin geleceğine sahip çıkalım diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP’li Bozkurt Aile sağlığı personellerinin sorunu TBMM’ye taşıdı

57904_656x369CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, aile sağlık elemanlarının sorunlarını Meclis gündemine taşıdı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle önerge veren Bozkurt, 5258 Sayılı Aile Hekimliği Kanunu’na tabi olarak hizmet veren ve sayıları yaklaşık 4 bini bulan, kamuda istihdam edilmelerine rağmen, “Kamu dışı eleman” olarak nitelendirilen aile sağlığı elemanlarının birçok haktan mahrum bırakıldığını söyledi.

Aile sağlığı elemanlarının işe KPSS ile alındıklarını ancak kadro talebinde bulunduklarında veya yer değişikliği talep ettiklerinde kendilerine “Kamu dışı” personel oldukları yanıtı verildiğini ifade eden CHP’li Bozkurt, aynı şekilde iş güvenceleri olmaması nedeniyle birçok konuda mobbinge maruz kaldıklarını, hastalanmaları halinde rapor almalarına rağmen izin dahi kullanamadıklarına dikkat çekti.

Kendilerine nöbet, eğitim gibi durumlarda kamu kuralları uygulanan aile sağlığı elemanlarının kamu kurumlarında çalışan sağlık görevlileri ile eşit iş yapmalarına rağmen “kadro” başta olmak üzere pek çok haktan mahrum olmaları sebebiyle pek çok sorun yaşadığını ifade eden Bozkurt, aile sağlığı elemanlarının, kamu kurumlarında çalıştıkları halde neden “Kamu personeli olmayan aile sağlığı elemanı” olarak nitelendirildiğini sordu.

CHP’li Bozkurt önergesinde ayrıca şu soruları yöneltti:

– Aile sağlığı elemanlarına diğer kurumlardaki memurlarla aynı işi yapıyor olmalarına ve nöbet, eğitim gibi kamu kuralları uygulanmasına rağmen, yer değişikliği hakkı tanınmamasının gerekçesi nedir?

– 4 bin civarındaki aile sağlığı elemanın sıkıntılarının çözümü ve özlük haklarının iyileştirilmesi hususunda çalışmanız var mıdır?

– Aile sağlığı elemanlarının kadroya alınmasına yönelik bir çalışma planlanmakta mıdır?

Çağdaş Ses

AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun YASAMA bizde, YARGI bizde, YÜRÜTME bizde sözlerini Sordum

meclisCHP Konya Milletvekili Dr. M.Hüsnü Bozkurt TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman tarafından yazılı olarak yanıtlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na AKP Milletvekili  Galip Ensarioğlu’nun YASAMA bizde,  YARGI bizde,  YÜRÜTME bizde sözlerini ile ilgili Soru Önergesi  verdi.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Aşağıdaki sorularımın TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

Mustafa Hüsnü BOZKURT

           Konya Milletvekili

 

 

AKP Diyarbakır Milletvekili Sayın Galip Ensarioğlu,  4 Nisan 2016 akşamı A Haber’de katıldığı ve Başkanlık sisteminin tartışıldığı “Arka Plan” programında “Bugün parlamenter sistem en fazla bizim işimize gelir. Mevcut parlamenter sistem en fazla bizim işimize gelir. Ak Parti’nin işine gelir. Çünkü YASAMA bizde, YARGI bizde, YÜRÜTME bizde. Her şey bizde…” sözlerini sarf etmiştir.

Sayın Ensarioğlu’nun bu sözleri, Anayasal güvence altında olan “Kuvvetler Ayrılığı” ilkesinin ihlal edildiğinin itirafı ve Anayasa suçudur. Sayın Ensarioğlu bir AKP milletvekilidir. İfadelerinden anlaşıldığı üzere, yasama, yürütme ve yargı ilkelerinin AKP iktidarınca kullanılmakta olduğunu itiraf etmektedir. Bunun anlamı, Sayın Ensarioğlu’nun Anayasa’yı ve yasaları,  parlamentoda temsil edilen diğer siyasi partiler ile vekillerini ve TBMM’yi tanımadığıdır.

Bu bağlamda;

  • TBMM Başkanı olarak, Meclis çatısı altında milletvekili sıfatıyla görev yapan Sayın Galip Ensarioğlu’nun bu açıklamalarını kabul edilebilir buluyor musunuz?

 

  • Sayın Ensarioğlu hakkında ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz?