31 Mart Halk Arenası programındaki konuşmalarıma, 3 gün sonra internette ve yandaş medyada yapılan çarpıtma ve saldırılar üzerine bu açıklama yapma gereği duyuyorum

31 Mart Halk Arenası programındaki konuşmalarıma, 3 gün sonra internette ve yandaş medyada yapılan çarpıtma ve saldırılar üzerine bu açıklamayı yapma gereği duydum.
Hemen belirteyim ki, o programdaki tüm sözlerimin arkasındayım.
Yandaş medyada kullanılan bölümde söylediklerim aynen şu:
” Bu bir emperyal plan, Sevr nerede hazırlandıysa, BOP nerede hazırlandıysa, BOP haritası nerelerde çizildiyse, o mahfillerde hazırlanıp, meclisde bu metni okumadan imzalayan milletvekillerinin onayı ile, milletin önüne getirildi.
Bu metin bir ihanet belgesidir. Bu Anayasa metni bir bölünme, 1923 cumhuriyetini tasfiye metnidir. Milletimiz bu anayasanın içine gizlenmiş tuzakları bilirse % 1 bile EVET çıkmaz. Bu millete güvenmek gerek.
Ben eminim en az % 60-65 hayır çıkacak. Ama olur da EVET çıkarsa KİMSE HEVESLENMESİN, biz yine Samsun’ a çıkarız, Amasya, Sivas, Ankara’ ya geliriz, oradan İnönü, Sakarya, Dumlupınar ve İzmir’ e kadar sizi de, 7 göbek sülalenizi de, bütün emperyalistleri YİNE denize dökeriz ” dedim.
Sözlerim çok açık, 9 Eylül 1922 de kimleri denize döktüysek onu kastediyorum. Sözlerim ülkemizi bölmek isteyenlere, emperyalist güçlere ve işbirlikçilerine…
Keşke bana gösterilen tepki; evet kampanyası yürüten, İstanbul ve Ankara’ da bayrağı göndere çekilen, Kerkük’ de Türkçe’ yi yasaklayan Barzani’ ye, 18 adamızdaki Yunan bayrağına ses çıkarmayanlara, Süleyman Şah türbesini kaçıranlara, Musul konsolosluğumuzu üç beş IŞİD teröristinden koruyamayanlara, Münbiç, Rakka derken 71 şehit verdiğimiz Fırat Kalkanı’ nı bitiriverenlere, ezanı yasaklayan İsrail’ e tek söz edemeyenlere, askerlerimizi şehid eden Rusya’ ya, cami bombalayan ABD’ ye çıt çıkaramayanlara…” gösterilseydi.
Ben, 20 yıl bu şanlı ordunun üniformasını giymiş, 44 yıllık bir hekimim, Atatürkçü bir yurttaşım. Ne dediğimi gayet iyi biliyorum. 1 saatlik konuşmamın tek bir cümlesini bağlamından koparıp çarpıtarak ” evet diyenleri denize dökecekmiş ” diye bir yalanla beni karalamaya çalışanların amacını da anlıyorum tabii. Ama bu kişilere hatırlatmak isterim ki, Anayasamızın 123. Maddesinde yapılmak istenen değişiklik ( kamu tüzel kişiliği kurma – yani eyalet, özerk bölge ilan etme – yetkisinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile tek imza ile mümkün hale getirilmesi ) kabul edilemez, bu yetki eyaletin, federasyonun ve bölünmenin önünü açar.
Keza Cumhurbaşkanının aynı zamanda bir partinin genel başkanı olması ve devlet başkanı sıfatıyla ” Türk Milleti’ nin birliğini ” temsil edecek olması da Milleti böler.
Bu iki madde Anayasamızın değiştirilemez maddelerinden 3. Maddeye aykırıdır.
Hassasiyetim ülkemin ve milletimin bölünmez bütünlüğüdür.
Elbette evet diyen de, hayır diyen de bu ülkenin makbul yurttaşlarıdır.
Yine söylemeliyim ki, milletimiz bu metne gizlenmiş tuzakları bilirse bu anayasaya asla geçit vermez, vermeyecektir.
Saygılarımla.

Bu yazıyı sosyal medyada paylaş